Ah Sultanım!...

GÜNLÜK DERS TARİFİ

1- Abdestimizi alırız. Mümkün olduğu kadar da abdestsiz gezmemeye çalışırız. Ders yapacağımız zaman kıbleye karşı oturmayı tercih ederiz.
2- Otuzüç defa “Bismillahirrahmanirrahiym” deriz.
3- Otuzüç defa “Estağfirullah el-Aziym” deriz.
4- Otuzüç defa Salavat-ı Şerife okuruz.
5-Bir “Fatiha” ve üç “İhlas-ı Şerif” okuyup hasıl olan sevabı önce Peygamber Efendimiz’in (SAV) mubarek ruh-u şeriflerine, daha sonra bütün peygamberlerin ruh-u şeriflerine, daha sonra peygamberimizin mubarek ehlibeyti (evlad-ı rasul, ezvac-ı rasul, ali abay-ı rasul)ün ruhu şeriflerine, daha sonra ashab-ı rasulün ruhu şeriflerine, daha sonra peygamberimizden günümüze kadarki silsile-i şerifimizde bulunan meşayıh-ı kiramın, hassaten Abdülkadir-i Geylani, Muhammed Bahaeddin Şahı Nakşıbendi, İmam-ı Rabbani, Eşref-i Rumi, Mevlana Halid-i Bağdadi, Muhammed Kudsi (Memiş Efendi), Muhammed Bahaeddin-i Konevi, Abdurrahman Bucaki, Recep Susuzi, El-Hac Mustafa Konevi (Kalbibüyük) hazretlerinin mubarek ruhlarına, son olarak da muhterem üstadımızın ruhaniyeti alilerine hediye eyleriz.
6- Tefekkür-ü Mevt yaparız. Yani ömrün sonunu ve ölümü düşünürüz. Şöyle ki; gözlerimizi yumarız. Kendimizi yatağımızda yattığımız vaziyette düşünürüz. Sanki bu yatışımız son yatışımız da, Azrail(AS) canımızı almaya gelmiş ve biz de halimiz n’olacak diye korku ve telaş içindeyken, imdad-ı ilahi üstadımız vesilesiyle yetişir ve kelime-i şehadet getiririz. “Eşhedüellailahe illallah, ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve rasulüh” deriz. O sırada Azrail (AS) canımızı alır, götürüp ahiretteki yerimizi gösterir. Tekrar getirip başımızın ucuna koyar. Can, “bu cesetle bu kadar yıl beraber yaşadım. Şimdi ise ondan ayrıldım. Bakalım bunun hali n’olacak” diyerek beklemeye başlar. Dostlar, akrabalar, cenazemizin başına toplanırlar, ağlarlar, sızlarlar. Komşulara ve yıkayıcılara haber verirler. Techiz ve tekfin için önce elbiselerimizi soymaya başlarlar. İşte o anı gözümüzün önüne getiririz. Teneşir tahtasına konulup, yıkayıcının geldiğini, bizi yıkayıp abdest aldırdığını, daha sonra kefene sarıp tabuta koyduğunu düşünürüz. Toplanan cemaat namazımızı kılar, bizi kabristana getirirler, kabre koyarlar ve herkes evine gittikten sonra biz orada yapayalnız kalırız. Hak teala o sırada iki sorgu meleğini gönderir. Melekler “Rabbin kim? Peygamberin kim? Dinin ne? Kitabın ne? Kıblen neresi?” diye sorarlar. Biz ise yine imdad-ı ilahinin üstadımız vesilesiyle yetişmesi sayesinde “Rabbim Allah(CC), Peygamberim Muhammed Mustafa (SAV), Dinim İslam, Kitabım Kur’an-ı Kerim, Kıblem Kabe-i Muazzamadır” şeklinde cevap veririz. Onlar da “ Allah (CC) sana yerini mubarek etsin” diyerek giderler. Ahiretteki pirlerimize haber verirler; “Evlatlarınızdan filanca gelmiş” derler. Onlar da gelip bizi alırlar. O alemde Cenab-ı Hakkın (CC) zikriyle meşgul oluruz. Cesedimiz kabirde kalır. Kabrimiz ise cennet bahçelerinden bir bahçe olur. Cenab-ı Hak (CC) umduğumuza nail, korktuğumuzdan emin eylesin inşaallah. Bu tefekkür hergün dersten evvel beş on dakika kadar yapılmalıdır. Sevabımız çok, feyzimiz de o kadar fazla olur.
7- Daha sonra Rabıta-i Mürşid yaparız. Onun usulü de üstadımızın tarifi vechile şu şekilde olmalıdır. Rasülullah efendimiz (SAV) sırtında beyaz entarisi ve siyah cübbesi ile mescidi nebide, hücre-i saadeti civarında kendi mihrab-ı şerifinde oturmakta, sağında ve solunda ise hülefa-i raşidin ile diğer tüm sahabe-i kiram oturmaktalar. Silsile-i Şerifimizdeki bütün meşayıh ve üstadımız da bu mecliste bulunmaktalar. Biz ise bu meclisin huzurunda aciz, zelil, edepli, çaresiz bir vaziyette feyzi ilahinin beyaz, parlak, pırıltılı bir nur şeklinde Peygamber efendimizin gönlünden, üstadımızın gönlüne, oradan da bizim gönlümüze aktığını, bu yüzden gönlümüzn genişleyerek inşirah bulduğunu, içimizin huzur ile dolduğunu ve nerede ise tüm cihanı kaplayacak şekilde genişlediğini tasavvur ederiz. Bir müddet bu vaziyette, gözümüz kapalı bir şekilde huzurda dururuz.Rabıta-i Mürşid ile ilgili olarak unutulmaması gereken önemli bir husus; rabıtanın ancak silsile-i şerifin son halkası olan ve kendisine icazet verilen kimseye yapılması gerektiğidir. Halen Rabıta sadece üstadımıza yapılmalıdır.
8- Rabıta-i Kalb- Daha sonra gönlü düşünürüz. Gönül, sol göğsümüzün iki parmak altında bulunan ve nazargah-ı ilahi olan yerdir. Rabbimiz, kulunun gönlüne nazar eder. Kalb nur alemidir. Onun alemine biz de gireriz. Her tarafımız nur ile çevrilir. Karşımızda nurdan yazılmış ALLAH (CC) ismi şerifinin bulunduğunu, aynı şekilde gönlümüzün, kalbimizin üzerinde de yine nurdan yazılmış ALLAH (CC) ismi şerifinin olduğunu düşünürüz. Bu vaziyette bir müddet bulunur ve şu şekilde düşünmeye gayret ederiz. “Ya rabbi! yer senindir, gök senindir, yerde ve gökte ne varsa hepsi senindir, bütün varlıklar senindir. Ben de senin günahkar bir kulunum. Beni af ve mağfiret eyle. Annemi, babamı, ailemi, tüm yakınlarımı ve ihvanımı afveyle. Bizleri ve çocuklarımızı salih kullarından eyle. Bizler aciziz. Şeytan ve nefs ise çok güçlüler. Bizleri onların eline bırakırsan bizleri helak ederler. N’olur onların eline terketme. Gücümüzün yetmeyeceği ağır şeylerle bizi imtihan etme. Umduğumuza nail eyle, korktuğumuzdan emin eyle. Bizi son nefesimizde ve kabirde yalnız bırakma. Bizi sev, sevdir, sevindir. Kalbimizi parlat. İlahi nurunla lebaleb doldur. Bizi hıfzu emanına al, iltimasınla muamele buyur, meccanen affet, affını lutfet. Saçımızın perçeminden tutup bizi salih kullarının peşi sıra onların gittiği yere sürükle. Bizi kendi halimize bırakma. Çünkü biz aciziz. Üstadımıza uzun, sıhhatli ve hayırlı ömür lutfeyle. İhvanımızın dünyevi ve uhrevi hayırlı isteklerini lutfet. Bizi sevdiğin ve razı olduğun kullarının arasına kabul eyle” diye niyazda bulunduktan ve yapabilirsek bu esnada gözyaşı döktükten sonra tesbihimizi elimize alır ve şu zikirleri yaparız:
- 33 defaBesmele-i Şerif
- 101 defa estağfirullah elaziym
- 200 defa lailahe illallah (kontrol altında bu 2000’e kadar artırılabilir)
- 500 defa Allah, her yüz tamamlanınca “ilahi ente maksudi ve rızake matlubi” (kontrol altında bu 5000’e kadar artırılabilir)
- 101 defa salavat-ı şerife “Allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala ali seyyidina muhammed” (Bu salavat-ı şerifeyi Abdülkadir Geylani hazretlerinin söylediği gibi “Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmeiyn” şeklinde söylemeye gayret edersek daha güzel olur.)
- 101 defa ihlas-ı şerif (Besmele ile birlikte)Bu şekilde dersimiz tamamlanmış olur. Allah (CC) kabul eylesin.
Muhterem Kardeşim,Mümkün olduğu kadar vakit namazlarını cemaat ile kılmaya gayret ediniz. Sabah Namazından sonra zikirle, Kur’an ile meşgul olup, güneşin doğmasını müteakiben kerahat vakti çıktıktan sonra (yaklaşık olarak güneşin doğma vaktinden itibaren 45 dakika sonra) 2 rekat İşrak namazı kılınız.Güneş yükseldikten sonra öğle namazı vaktine 45 dakika kalıncaya kadar olan kuşluk vakti içerisinde 4 rekat Duha namazı kılınız.Akşam namazından sonra 2 ila 6 rekat arasında Evvabin namazı kılınız.Yatmadan önce de taze abdest alıp en az 4 rekat (Salat ül-Leyl) gece namazı kılıp öyle yatınız.Geceleyin ise imsak vakti (orucun başlama vakti)nden önce kalkarak en az 2 rekat teheccüd namazı kılınız.Pazartesi ve perşembe günlerini oruçlu geçirmeye gayret ediniz. Diğer mubarek günlerde de nafile oruçlara dikkat ediniz.
Sabah namazından sonra Yasin Suresi
Öğle Namazından sonra Fetih Suresi
İkindi Namazından sonra Amme Suresi
Akşam Namazından sonra Vakıa Suresi
Yatsı Namazından sonra Tebareke Suresi
Cuma günü Kehf Suresi okumayı ihmal etmeyiniz.Şu düsturumuzu unutmayınız: “Hiç kimseyi kınamayınız, Allah’ın işine karışmayınız, Ardınıza (Geçmişe) dönüp bakmayınız” Çünkü artık geçmiştir. Gıybet ve dedikodu ortamlarından uzak durunuz. Kazaya kalmış oruç ve namazlarınız varsa vakit geçirmeden telafi ediniz. Günaha girmenize yol açacak her türlü sebepten uzaklaşınız. Bizi de duadan unutmayınız. Allah (CC) Mubarek etsin.“Muhakkak ki sana bey’at edenler gerçekte Allah’a bey’at etmişlerdir. Allah’ın kuvvet ve yardımı bey’at edenlerin üstündedir. Şu halde kim bu bağı çözerse kendi aleyhine çözmüş olur. Kim de Allah ile sözleştiği şeye vefa ederse o da ona büyük bir ecir verecektir.” (Fetih - 10)

1 yorum:

aydın gülgönül dedi ki...

RABBİM BİZLERE AİLELERİMİZİ İHVAN KARDEŞLERİMİZİ VE BÜTÜN İNANANLARI DOSTLARIN HÜRMETİNE İKİ CİHANDA SEVSİN SEVDİRSİN SEVİNDİRSİN.AMİN
(AYDIN GÜLGÖNÜL)